Petra Antik Kenti’ne Dair Her Şey

2007 yılında dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilen Petra Antik Kenti, MÖ 400 ila MS 106 yılları arasında, Fırat ırmağından Kızıldeniz’e uzanan topraklarda yaşayan güney Ürdünlü bir Arap topluluğu olan Nebatiler’in başkentliğini yapmış. Burası Arabistan, Mısır, Suriye, Hindistan, Yunanistan ve Roma’yı birbirine bağlayan önemli bir ticaret merkeziymiş. Kumtaşı kayalıklar oyularak inşa edilmiş bu görkemli şehir “Siq” adı verilen dar bir geçitten ulaşıldığından güvenlik anlamında büyük avantajlar sağlamış. Kalıntılarını göreceğiniz kanallar zamanında hem şehrin su ihtiyacını karşılamış hem de şehri su baskınlarına karşı korumuş. 

Nebatilerin M.S. 106 yılında Roma İmparatorluğu ile yapılan savaşlar sonucunda yenilmesinin ardından ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar ve deprem gibi doğal olaylar sonucu Petra unutulmuş ve tarih sahnesinden silinmiş. Neredeyse 1000 yıl sonra artık efsaneleşmiş olan bu kayıp şehir, 1812’de İsviçreli Johann Burckhardt tarafından yeniden keşfedilmiş ve sonrasında tüm dünya tarafından adı bilinen bir yer haline geri dönmüş.